1-30 KASIM AKCİĞER KANSERİ FARKINDALIK AYI
Akciğer Kanseri Risk Faktörleri
Akciğer kanserlerinin yaklaşık %90’ı tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ile oluşmaktadır.
Dolayısıyla sigara içiminin engellenmesiyle akciğer kanserlerinin %90’a kadar önlenebileceği tahmin
edilmektedir. Akciğer kanseri için diğer risk faktörleri arasında; pasif içicilik (sigara), akciğer kanseri
yönünden aile öyküsünün varlığı, bazı vitaminler, radon/asbest gibi kimyasallara maruziyet, arsenik
gibi endüstriyel ürünlere maruziyet, radyasyon maruziyeti, bazı organik kimyasallar, hava kirliliği,
HIV enfeksiyonu ve tüberküloz yer almaktadır. Bu etkenlerden bazısı kaçınılabilir risk faktörleri
(tütün ve tütün ürünleri kullanımı gibi) iken bazısı değiştirilemez risk faktörüdür (ailesel akciğer
kanseri öyküsünün varlığı gibi).
Toplumsal ve bireysel farkındalık ile akciğer kanseri sıklığının azaltılabileceği unutulmamalıdır.
Tütün ve Tütün Ürünleri Kullanımı
Sigara kullanımı akciğer kanserinin en sık görülen nedenidir. Günlük içilen sigara sayısı, sigara içme
süresi, sigaraya başlama yaşı (ne kadar erken başlanırsa risk o oranda artar), dumanı derin çekme,
sigaranın içeriğindeki katran miktarı ile kanser gelişme riski artar. Sigara dumanında 4000’den fazla
kimyasal ve 70’den fazla kanserojen madde olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Sigara dumanına
pasif olarak maruz kalınması da akciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Kendileri sigara içmedikleri
halde ev veya işyerlerinde pasif olarak dumana maruz kalan kişilerde akciğer kanseri gelişme riski %
20-30 oranında artmaktadır. Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanseri olasılığı zamanla
azalmakta, sigara bırakıldıktan 10-20 yıl sonra hiç içmemişlerin düzeyine yaklaşmaktadır. En önemli
risk faktörü tütün kullanımı olmakla birlikte, akciğer kanserinin hiç sigara kullanmamış kişilerde de
görülebileceği unutulmamalıdır.
Asbest
Bazı toprak ve kayalarda bulunan, saç gibi ince liflerden oluşan asbest doğal bir mineral olup yanmaz
ve yalıtkan özellikleri nedeniyle tüm dünyada inşaat ve bazı üretim işlerinde (gemi, izolasyon ve
otomotiv) uzun yıllar yaygın şekilde kullanılmıştır. Bu tür işlerde çalışan kişilerde mesleksel olarak
asbest liflerine temas söz konusu olabilmektedir. Sanayileşmiş ülkelerde maruziyet genellikle
endüstriyel alanda gerçekleşirken ülkemizde daha çok kırsal kesimde çevresel temas şeklinde
gerçekleşmiştir. Toprağın doğal yapısında bulunan asbest lifleri solunum havası ile alındığında
akciğeri zedeler ve sonunda mezotelyoma adı verilen akciğer zarı kanseri gelişebilir. Asbest teması
tek başına akciğer kanseri olasılığını 1.5-5.4 kat arttırırken, sigara içen kişilerde bu risk daha da fazla
olmaktadır.
Radon Gazı
Toprakta doğal olarak bulunan ve kokusuz radyoaktif bir gaz olan radon; bina zeminindeki
çatlaklardan, bina yapımında kullanılan yapı malzemelerinden, doğalgaz ve su borularından ev
içlerine sızarak görünmez bir tehlike oluşturabilmektedir. Ev içi radon maruziyetinin en önemli
bileşeni binanın temelindeki toprak ve kayalardır. Tüm akciğer kanserlerinin %3 ila 15’inde sebebin
tek başına radona maruziyet olduğu, sigara kullanım öyküsü bulunmayan vakalarda önemli bir kanser
etkeni olduğu bilinmektedir.
Verem Hastalığı (Tüberküloz)
Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilmektedir.
Tüm bu temel risk faktörlerinin yanı sıra;
Daha önceden akciğer kanseri geçirmiş olmak, sigara içmek bu riski ayrıca arttırır,
Bazı kimyasalların uzun süreli solunması (arsenik, berilyum, kadmiyum, uranyum, vinil
klorid, nikel kromat, kömür ürünleri, petrol ürünleri gibi kansere yol açan kimyasallara
maruziyet),
Radyoterapi Öyküsü,
Yüksek düzeyde hava kirliliği,
Ailede akciğer kanseri öyküsü olması da akciğer kanserinin risk faktörleri arasındadır.
Tüm bu sebeplerle akciğer kanserinde önleyici tedbirler ve tanının erken evrede yapılabilmesi oldukça
kritiktir.
DST tarafından yayımlanan Akciğer Kanseri 2023 Raporu’nda, akciğer kanserinin önlenmesi
programlarının, birincil ve ikincil koruma önlemlerini içermesi gerektiği belirtilmektedir.
Birincil koruma, risk azaltma ve sağlıklı davranışı teşvik etme yoluyla bir hastalığın ilk ortaya
çıkışını önlemeyi amaçlar. Halk sağlığında bu önleyici tedbirler; sigarayı bırakmayı, dumansız
ortamları teşvik etmeyi, tütün kontrol politikaları uygulamayı, mesleki tehlikeleri ele almayı ve hava
kirliliği seviyelerini azaltmayı içerir.
Akciğer kanseri için ikincil koruma, hastalığı erken evrelerinde, semptomlar ortaya çıkmadan önce
tespit etmeyi amaçlayan ve yüksek riskli bireyler için endike olabilen tarama yöntemlerini içerir. Bu
popülasyonda erken teşhis, başarılı tedavi şansını önemli ölçüde artırabilir ve sonuçları iyileştirebilir.
Tüm dünyada konuyla ilgili uluslararası kuruluşların da önerileri doğrultusunda, Akciğer Kanseri ile
mücadele için tütün kontrolü, kanserin önlenmesi, erken teşhis ile kaliteli tedavi ve bakıma erişimin
iyileştirilmesine odaklanılması amaçlanmaktadır.
DST, ayrıca düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve çevresel risk faktörlerine maruz kalmayı en
aza indirme dahil olmak üzere, sağlıklı yaşam tarzlarını savunarak, kanseri önleme stratejilerini teşvik
eder. Ek olarak, DST erken teşhis programlarını desteklemekte ve ülkeleri, tedavi seçeneklerinin daha
etkili olduğu erken aşamalarda akciğer kanserini tespit etmek için yüksek riskli popülasyonlara
yönelik tarama önlemleri uygulamaya teşvik etmektedir. Kanserin erken evrede iken tespiti,
başarılı bir şekilde tedavi edilme olasılığını arttırır.
Bu kapsamda, Ülkemizde “Akciğer Kanseri Tarama Programı” nın yürütülmesine yönelik
çalışmalar yapılmaktadır. Akciğer kanseri taraması, yalnızca sigara içme öyküsü ve yaşı nedeniyle
hastalığa yakalanma riski yüksek olan ve yaşam beklentisini veya gerekirse akciğer ameliyatı olabilme
durumunu sınırlayan bir sağlık sorunu olmayanlar için önerilmektedir.
Akciğer kanseri riskini azaltmanın en iyi yolu sigara içmemek ve pasif içicilikten kaçınmaktır.
Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Genellikle Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için birkaç yıl geçer ve
hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir. Başka bir rahatsızlık ya da kontrol için
çekilen akciğer grafisinde görülebilir.
Akciğer kanseri tanısı konulan hastalarda belirtiler tümörün akciğer içindeki yerleşimine,
büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterir.
Tümörün kendisinin ve göğüs içi yayılımının yol açtığı, en sık izlenen belirtiler;
• Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük,
• Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak,
• Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı,
• İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı,
• Ses kısıklığı,
• Nefes darlığı,
• Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonlardır.
Tanı Nasıl Konulur?
Akciğer kanserinin tanı ve evrelemeye yönelik testleri genellikle aynı zaman diliminde yapılır.
Akciğer kanseri için tanı yöntemleri arasında fizik muayene, görüntüleme (Akciğer grafisi,
bilgisayarlı tomografi taramaları ve manyetik rezonans görüntüleme gibi), bronkoskopi (İnce
bükülebilir bir tüple hastanın akciğerine ulaşılarak incelenmesi), histopatoloji (hastalıklı dokunun
histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalı) incelemesi için doku örneği alınması (biyopsi)
yöntemleri yer alır. Ayrıca, spesifik alt tipin tanımı ve en iyi tedavi seçeneğini yönlendirmek için
spesifik genetik mutasyonları veya biyo-belirteçleri tanımlamak için moleküler testler de tanıda
önemli yer tutmaktadır. Tanı konulduktan sonra, kanser hücrelerinin vücudun diğer kısımlarına
yayılıp yayılmadığını tespit etmek için ilgili diğer testler yapılır.
Tedavi
Hastadan hastaya farklılaşabilmekle birlikte tedavi kararında; hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve
diğer sağlık sorunlarının varlığı gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren
bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler, radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.
Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı olan Kasım Ayı boyunca; Tüm Merkez ve İlçe Kurumlarımızda, sağlık personeli ve halka yönelik fardındalık etkinlikleri, eğitimler ve halkımıza yönelik tarama programları düzenlenerek konu hakkında tüm halkımızın bilinçlendirilmesi sağlanacaktır.
Dr. Fatih ŞAHİN
İl Sağlık Müdürü